Ürettiğimiz bahaneleri tespit etmek çok kolay aslında. Bana göre gerçek ile bahaneyi ayrıştırmanın en basit yolu bahanenin dayandığı noktaya mantıklı bir soru sormak. Temel olarak bahanelere sorulan soruları cevaplamak için başka bahanelere ihtiyaç duyuyoruz yada hiç cevaplayamıyoruz. Eğer sorulan sorudan rahatsızlık duymuyor ve net bir cevap verebiliyorsak o bahane değildir, yaşadığınız ve kabullenmek zorunda olduğunuz bir gerçektir. Örneklendirerek açıklamaya çalışayım.
Aşağıda sizin de muhtemelen karşılaşmış olabileceğiniz sigara tiryakilerinin genel birkaç bahanesini ve altlarında da sorulması gereken soruları listelemeye çalıştım. Tabii bu listenin ve soruların tamamen kişisel gözlem ve görüşlerden oluştuğu unutulmamalıdır.
- Bağımlı değilim aslında, sadece dudak tiryakisiyim, içime çekmiyorum.
- Dudak tiryakiliği, bağımlılıktan sayılmıyor mu?
- Akciğerlerine sigara dumanı kaçıp kaçmadığını tespit edebildiğin bir yeteneğin var mı?
- İstediğim an bırakabilirm, irademe güveniyorum.
- Bırak o zaman, neden bırakmıyorsun?
- Akciğer röntgenimde birşey çıkmadı, gayet sağlıklıyım.
- Sağlık problemlerin başlayıp, iş işten geçtikten sonra mı bırakacaksın?
- Bırakmayı çok istiyorum ama işlerim bu ara çok yoğun.
- Ne zaman bitecek işlerin?
- İşlerin bitti ve sigarayı bıraktın diyelim, o vakitden sonra çalışmayacak mısın?
- Bağımlı değilim, altı ay bıraktım aslında istediğim an bırakabilirim.
- Bağımlı değilsen neden tekrar başladın o zaman?
- Sigara içerken daha verimli çalışıyorum.
- Beyin hücrelerinin daha az oksijene ihtiyaç duyduğunu mu iddia ediyorsun?
O halde bana İstanbul'da yaşamam ve geleceğime bu şehirde yön vermem gerektiğini düşündüren nedenleri ve ailem ile çevrem tarafından sorulan soruları listeleyerek işe başlamalıyım.
- Ne iş yapacaksın?
- Ne yiyeceksin, ne içeceksin?
- Evlenmeyi düşünmüyor musun? (Aile sorusu)
- İstanbul'da her şey elinin altında, nasıl yapacaksın oralarda?
- Nerede kalacaksın?
- Çevreni özlemeyecek misin?
- Hep yeşil, hep mavi sıkılmayacak mısın? (Gülmeyin bu soru soruldu)
- Emekli olduktan sonra gitsen daha iyi değil mi?
- O kadar uzakta olursan acil bir işin çıktığında İstanbul'a nasıl gidip geleceksin?
- Sağlık problemlerini nasıl halledeceksin?
- İlerde çocukların olursa eğitimleri ne olacak, İstanbul'un eğitim imkanları ile kıyaslayabilir misin? (evli arkadaşlarımın haklı olarak en çok merak ettiği konu)
- Başaramazsan ne yapacaksın?
- Neden Bodrum başka yerleşim yerlerini araştırdın mı?
- Acele karar vermedin mi?
- Bodrum yazlık bölgesi, kışın çok ıssız olmayacak mı?
Bu sorular aynı zamanda şehirde yaşamak için uydurduğumuz bahaneler mi, yoksa üzerinde durulması gereken gerçekler mi? Anlamak için soruları tek tek cevaplandıralım öyleyse.
1- Ne iş yapacaksın?
Bağımsız oyun geliştiricisiyim. Mesleğimin ne olduğu bile aslında soruyu cevaplamaya yetiyor. İnternet bağlantısı ve bir bilgisayar bulabildiğim her yerden işimi devam ettirebilirim demek. O halde iş için büyükşehire bağlı olmak zorunda değilim.
2- Ne yiyeceksin, ne içeceksin?
Heralde Anadolu'da herhangi bir yere yerleştiğinizde, az da olsa bir geliriniz var ise hakkında düşüneceğiniz en son şey yeme içmede sıkıntı çeker miyim, çekmez miyim sorusudur. Hele hele ufacık da olsa ekip biçebildiğiniz bir toprağınız varsa hiçbir korkunuz olmamalı. Ben Bodrum'a yerleşmeye karar verdiğime göre bu bölgeye ait bilgileri vermemde fayda var. Bodrum'un çok güzel ve istediğiniz herşeyi bulabileceğiniz pazarları var. Yerel üreticiler bahçelerinde ne varsa bu pazarlarda taze olarak satıyorlar. Domates, salatalık, biber olması gerektiği gibi kokuyor.
Fiyatlara gelince, Bodrum pazarları İstanbul pazarlarına göre daha ucuz, fakat diğer Anadolu yerleşimlerine göre daha pahalı. Ayrıca her çeşit et ve balık ürününü taze ve sağlıklı bulmanız mümkün. Balıkları balıkçı teknesinden, etleri mahalle kasabından alıyorsunuz. Şoklanıp ambalajlanmış paketlerden değil. Tavsiye etmesem de isterseniz yaz kış açık büyük marketlerde var, buralardan alışverişlerinizi yapabilirsiniz.
3.Evlenmeyi düşünmüyor musun? (Aile sorusu)
Uygun birini bulursam neden olmasın ama sosyal statü için evlilik yapmayacağım, orası kesin. O uygun kişinin nerede olduğunu ise henüz bilmiyorum, var mı onu da bilmiyorum. Belki vardır da büyükşehir'de değildir. Anlaşılacağı üzere elimde ruh ikizimin İstanbul'da olduğuna dair kesin bir bilgi yok. Kısmet diyoruz, buna.
4.İstanbul'da her şey elinin altında, nasıl yapacaksın oralarda?
Elinin altında olan ne? Bu soruyu sorana, İstanbul'da çok rahat bulup Anadolu'da bulamayacağın nedir diye sorduğunuzda bir saat düşünür. Oysa düşündüğümde uzun zamandır mağaza alışverişi yapmayı zaten bırakmışım. Herşeyi internetten alır olmuşum, değişen sadece kargo adresi. Bodrum'dakiler yokluktan pantalonlarını kendileri dikmiyorlar, emin olabilirsiniz.
5.Nerede kalacaksın?
Çadırda kalacak değilim. Burada da bir evde yaşıyorum, orada da bir evde yaşayacağım. Şimdilik Bodrum'da kiralık ev tuttum, İstanbul'da da ayrı eve çıksam kiraya çıkacaktım zaten. Değişen birşey yok.
Bu soruyu cevaplarken Bodrum'da kiralar uygun mu, sorusu geliyor hemen. Onu da cevaplayalım. Bodrum'da kiralar yaz döneminde çok pahalı, eğer yıllık ev kiralamak istiyorsanız kasım - mart arasında kontratınızı yapmanızı öneririm. Ben öyle yaptım. Taş olmayan eski evler nispeten daha uygun fiyatlı fakat birçoğunda rutubet sorunu var. Cebinde biraz parası olanın kafasına göre kontrolsüz bina dikebildiği bir memlekette pek şaşılmaması gereken durum. Yanlız bu evlerin genelde bahçesi de oluyor. Aradaki dengeyi evi görmeden kurmak zor. Kiraladığım evi bulana kadar birkaç kez 4-5 günlüğüne Bodrum'a gelip gitmek zorunda kaldım.
6.Çevreni özlemeyecek misin?
Siz ne durumdasınız bilmiyorum ama İstanbul'un telaşesi içinde ben dostlarım ile çok az görüşebiliyorum zaten. Değişen pek birşey olmayacak gibi. Yıl içinde İstanbul'a gidip geleceğim de düşünülürse belki daha sık görüşme şansı bile yakalayabiliriz.
7.Hep yeşil, hep mavi sıkılmayacak mısın? (Gülmeyin bu soru soruldu)
Hayır, sıkılmam. Otuzyedi yıl İstanbul'da yaşayınca betona doyuyor insan. Ömrümün geri kalanında da yeşile ve maviye doymak istiyorum.

8.Emekli olduktan sonra gitsen daha iyi değil mi?
Bu soruyu soranların özgüvenine hayran olmamak elde değil. Bu tip insanlar öyle konuşuyorlar ki, sanki emekliliğini görecek ve sonrasında hayattan bıkana kadar yaşayacağını garanti altına almış zannediyorsun. Kimin ne kadar yaşayacağı belli değil. Sağlıkla aldığımız her nefes bize hediye gibi. O halde emekliliği beklemenin alemi yok. Ömür dediğimiz şey süreli, yapmak istediklerimizi ilk fırsatta yapmak zorundayız yoksa bir daha o fırsatı elde edip edemeyeceğimiz belli değil.
9.O kadar uzakta olursan acil bir işin çıktığında İstanbul'a nasıl gidip geleceksin?
İstanbul-Bodrum arası uçakla 45 dakika. İstanbul beykoz'daki evimden çıkıp bodrum'daki evime gitmem yaklaşık 3 saatimi alıyor. Bu sürede istanbul'un bazı semtlerine gidemiyorum maalesef. Örneğin beylikdüzü'nde ev tutsam beykoz'a hemen hemen aynı sürede varırım. En son çalıştığım yer dragos'taydı araba almadan önce günde 5 saatimi işe gidip gelirken harcıyordum. Araba alınca da günde 2 saate düştü. Uçak biletlerinin fiyatları işiniz acil değilse ve biletinizi önceden alabilirseniz otobüsden çok daha ucuz oluyor. Eğer acil bir durum var ise bu sefer bilet bedelini sineye çekmek durumundasınız. Ama her halukarda ulaşım problemi yok.
10.Sağlık problemlerini nasıl halledeceksin?
Bu soruyu soranların özgüvenine hayran olmamak elde değil. Bu tip insanlar öyle konuşuyorlar ki, sanki emekliliğini görecek ve sonrasında hayattan bıkana kadar yaşayacağını garanti altına almış zannediyorsun. Kimin ne kadar yaşayacağı belli değil. Sağlıkla aldığımız her nefes bize hediye gibi. O halde emekliliği beklemenin alemi yok. Ömür dediğimiz şey süreli, yapmak istediklerimizi ilk fırsatta yapmak zorundayız yoksa bir daha o fırsatı elde edip edemeyeceğimiz belli değil.
9.O kadar uzakta olursan acil bir işin çıktığında İstanbul'a nasıl gidip geleceksin?
İstanbul-Bodrum arası uçakla 45 dakika. İstanbul beykoz'daki evimden çıkıp bodrum'daki evime gitmem yaklaşık 3 saatimi alıyor. Bu sürede istanbul'un bazı semtlerine gidemiyorum maalesef. Örneğin beylikdüzü'nde ev tutsam beykoz'a hemen hemen aynı sürede varırım. En son çalıştığım yer dragos'taydı araba almadan önce günde 5 saatimi işe gidip gelirken harcıyordum. Araba alınca da günde 2 saate düştü. Uçak biletlerinin fiyatları işiniz acil değilse ve biletinizi önceden alabilirseniz otobüsden çok daha ucuz oluyor. Eğer acil bir durum var ise bu sefer bilet bedelini sineye çekmek durumundasınız. Ama her halukarda ulaşım problemi yok.
10.Sağlık problemlerini nasıl halledeceksin?
İstanbul ile kıyaslanamaz tabii ki ama Bodrum'da birçok devlet hastanesi ve özel hastane bulmak mümkün. Bu konuda bir sıkıntı yaşamayı ummuyorum. Yaşarsam da, orada yaşayan herkes gibi bu sıkıntı ile yüzleşeceğim.
11.İlerde çocukların olursa eğitimleri ne olacak, İstanbul'un eğitim imkanları ile kıyaslayabilir misin? (evli arkadaşlarımın haklı olarak en çok merak ettiği konu)
Daha evli bile değilken benim için bu konuyu düşünmek saçma. Fakat çocuklu olan arkadaşlarıma söylenecek birkaç lafım var. Büyükşehir'de çocukluklarınıza hapis hayatı yaşatıyorsunuz. Çocuklar dört duvar dışına çıkamıyorlar maalesef. Üstüne üstlük ne kadar iyi eğitim aldıkları ise muamma. İçinde bulunduğunuz şartları objektif bir bakışla tekrar gözden geçirin derim. Gerçekten büyükşehirde çocuklarıma iyi bir eğitim imkanı sağlıyabiliyor muyum? Kendinize sormanız gereken soru sadece bu.
12.Başaramazsan ne yapacaksın?
Geri döneceğim. Ucunda ölüm de yok, batıracağım büyük para da yok. Yapmadığım için pişman olmaktansa, yaptığım için pişman olmayı yeğlerim.
13.Neden Bodrum başka yerleşim yerlerini araştırdın mı?
Ege sahilinde yaşanabilecek birçok yer var merak ettiklerimin hepsini araştırdım. Bunların içinden benim önce istediğim ama sonra vazgeçtiğim yerler oldu. Yine listelemek ve neden tercih etmediğimi belirtmek umarım faydalı olur. İrili ufaklı birçok yeri araştırdım içlerinden beni en çok düşündürenleri listeliyorum.
15.Bodrum yazlık bölgesi, kışın çok ıssız olmayacak mı?
13.Neden Bodrum başka yerleşim yerlerini araştırdın mı?
Ege sahilinde yaşanabilecek birçok yer var merak ettiklerimin hepsini araştırdım. Bunların içinden benim önce istediğim ama sonra vazgeçtiğim yerler oldu. Yine listelemek ve neden tercih etmediğimi belirtmek umarım faydalı olur. İrili ufaklı birçok yeri araştırdım içlerinden beni en çok düşündürenleri listeliyorum.
![]() |
| Edremit körfezi |
- Edremit Körfezi, Altınoluk, Küçükkuyu ve Yeşilyurt civarı.
- Hayran kalmamak elde değil. Ülkemizin cennet köşelerinden biri. Fakat kışın yaş ortalaması benim için yüksek. Sakinlik güzel olsa da, ömrünü İstanbul gibi çılgın bir metropolde geçirmiş biri için birdenbire bu kadar sessizlik içine düşmek psikolojiyi bozabilir. Kazdağlarında altın arayan şirketlerin doğayı katletmesi de cabası.
- İzmir
- Bir büyükşehirden, bir başka büyükşehire taşınmak pek cezbetmedi desem yeridir.
- Urla
- İzmir'in güzide ilçelerinden biri. Konum olarak çok iyi, İzmir'in şehirli yaşantısından sadece 30 km uzaklıktasınız. Benim İstanbul'da en son işim ile evim arasındaki mesafe 35 km olduğunu düşününce çok avantajlı görünüyor. Fakat bu yakınlık büyükşehirin getirdiği hava kirliliğine de yakınsınız demek. Şimdilik nispeten iyi ama geleceği düşündürdü beni.
- Seferihisar
- Ülkemizin cittaslow'lu güzide ilçelerinden biri. Aklı başında bir belediye başkanı var. Ne kadar orada tutarlar bilmiyorum fakat böyle insanların çoğalmasını temenni ediyor insan. İzmir'e yakınlığı bazı durumlarda avantaj, bazı durumlarda ise dezavantaj bana göre. Güzel bir alternatifti ama Bodrum'u daha çok istedim.
- Marmaris
- Tek kelime ile vazgeçme nedenimi açıklamak gerekirse "nem" derim.Yazın nefes almakta zorlanıyor insan.
- Datça
- Ağustos sıcağında bile terletmeyen, denizi muhteşem olan bir cennet. Nem yok denecek kadar az. Sadece bu özelliği bile aklınızı çelmeye yetiyor. Kışın çok sakin olması haricinde bana göre hiçbir dezavantajı yok.
Bu listeye Köyceğiz, Kaş, Fethiye ve Selçuk'da eklenebilir. Fakat nihayetinde Bodrum'u seçme nedenim yaz-kış yaşanabilir ve iklim olarak rahat edebileceğim bir yer olması oldu. Tabii buna Datça'ya yakın olması da eklenince ibre bariz bir biçimde Bodrum'u göstermeye başladı.
2013 senesi ağustosunda Datça Palamutbükü'nde tatil yaparken arkamdaki bir masanın sohbetine ister istemez kulak misafiri oldum. İki arkadaş aralarında muhabbet ediyordu. Biri diğerine dedi ki,
"kışın Bodrum'da, yazın Datça'da".
Muhteşem fikir. Bahar aylarından sezon bitimine kadar Bodrum-Datça arası feribot seferleri var. İki saat sürüyor. Canın sıkılırsa atla git Datça'ya. harcayacağın süre iki saat. Bodrum'da yaşayacağım, onu saymıyorum. Datça'ya tatile gelebilmek için İstanbul'un bir sene kahrını çektiğim zamanı düşününce iki saat yok gibi geliyor insana.
14.Acele karar vermedin mi?
Altı senedir bu hayalimi gerçekleştirmek için çalışıyor,araştırıyor ve hazırlık yapıyorum. Pek aceleye getirdiğim bir karar değil.
14.Acele karar vermedin mi?
Altı senedir bu hayalimi gerçekleştirmek için çalışıyor,araştırıyor ve hazırlık yapıyorum. Pek aceleye getirdiğim bir karar değil.
15.Bodrum yazlık bölgesi, kışın çok ıssız olmayacak mı?
Bir başka şehirli safsatası. Herhangi bir yerleşim yerini yazlık olarak görme adeti şehirde yaşayan insana mahsus. Gidin sorun bakalım Bodrum'da doğup büyümüş bir insana yazlık yeri mi burası diye. Büyükşehir haricinde yaşam yokmuş ve yaşanamazmış gibi davranmayı bırakmak gerekiyor.
Listeyi cevaplayınca gördüm ki, bana gelen veya kendime sorduğum sorular aslında birer bahaneden başka birşey değil. Anadolu'nun herhangi bir yerinde yaşanabilir ve büyükşehir hayatından vazgeçilebilir.
Tabii bu açıklamaların tamamen kişisel fikirler olduğu unutulmamalı. Ayrıca ek olarak bütün anlattıklarımın dengesini bozacak çok önemli bir faktör daha var.
Eğer büyükşehirli hayatınızdan mutlu iseniz kesinlikle terketmenizi tavsiye etmem. Fakat değilseniz muhakkak bir çözümünü bulun.
--------------------------------------------------------------------------------------------
Tabii bu açıklamaların tamamen kişisel fikirler olduğu unutulmamalı. Ayrıca ek olarak bütün anlattıklarımın dengesini bozacak çok önemli bir faktör daha var.
Mutluluk.
Eğer büyükşehirli hayatınızdan mutlu iseniz kesinlikle terketmenizi tavsiye etmem. Fakat değilseniz muhakkak bir çözümünü bulun.





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder